Gelişmiş toplumların toplumsal
bilincine yerleşik davranış kalıplarından biridir hatayı önce kendinde aramak.
Galiba şu anda bizim toplumumuzun en çok ihtiyaç duyduğu bakış açılarından biri
de bu.
Suçu başkasına atmak veya
başkasında aramak bizim toplumumuzda çok yaygın ve en sorunlu davranış
kalıplarından biri. Sorunlu çünkü hem durumu ve gerçeği kavramaya engel oluyor,
hem başkalarını konunun içine çekip sorunu sosyalleştiriyor, hatta bazen
insanları gruplayıp onları birbirinden ayırıyor, hem de sorunu çözmüyor ve daha
beteri kronikleştiriyor.
Bilmem farkında mısınız giderek bu
sorunlu davranış kalıbı günlük gazeteleri, televizyon programlarını, siyaseti, iş
hayatını, ev hayatını kısacası hayatımızı işgal etmekte, hatta etti bile. Bunun
temelindeki sorun aynalama bozukluğu olabilir mi? Haydi beraber bakalım.
Basit bir örnekten çıkarsak yola şöyle
bir şeydir aynalanma bozukluğu; çocuk kafasını masaya vurur, ağlamaya başlar,
anne masaya eliyle vurarak “Eeehh masaya! Gelip oğlumun kafasına çarpmış, eh
ona!” der. Çocuk kafasını masaya çarpsa masanın suçlu olduğunu öğrenir. Kendisi
masumdur, mazlumdur, üstelik canı yanmıştır. Büyüyüp olgunlaştıkça masanın
suçlu olacağına inanmaz elbette ama kimse masayı oraya koyan o suçludur işte!
- Okulda zayıf mı aldı, hoca ona takmıştır, ağzıyla kuş tutsa beğenmez zaten, maçta kötü mü oynadı, hakem taraf tutmuştur zaten.
- İş mi bulamadı, torpili yoktur ki onun.
- İşinde hak ettiği değeri mi alamıyor, suçlu patrondur her zaman.
- Evliliğinde sorunlar mı var, bütün kabahat eşindedir, iyi karılık yapamıyordur, yapsa böyle olmazdır.
- Okuyamamıştır, yoksulluğun gözü kör olsundur.
- Cahildir, hiç te bile değildir, hem cahillik iki kitap okumamışlık değildir ki, üstelik o hiç okumasa bile keskin zekâsı sayesinde doğruları görebilmektedir, adam olmak için okumak gerekmez ki zaten, ne okumuşlar vardır adam olamayan.
- İyi okullarda okumuştur, yine başarısızdır, o zaman da şanssızdır.
- Hiçbir trafik kuralına uymaz, ama sorsan diğer şoförler araç kullanırken kafalarını kullanmayı bilmedikleri için trafik keşmekeştir.
- Yağmurda çamurda sürat yapar, anlamsızca şerit değiştirirken yaptığı kazada birilerini, bazen de kendini öldürür, suçlu kaderdir.
- Asabidir, çünkü hayat şartları onu bu hale getirmiştir. Birini yumruklasa karşıdaki hak etmiştir. Karısını dövse, erkek döverdir de severdir de, zaten karısı hak etmese dövmezdir.
- Bir tane arkadaşı kalmasa etrafında, herkes terk etmiş olsa onu, gidenlerdir hep suçlular. Hep bir mazeret vardır, hep suç başkasındadır. Örnek çok!
Böyle bir davranış kalıbında
kötülüklere bulaşmış olmaktan şeytan, cinsel suçlardan şeytan olan kadınlar,
tecavüzden mini etek, canavarca eylemlerden bira, en suçlu bulunamadık
durumlardan da kader sorumludur. Nasreddin Hocanın “Hırsızın hiç mi suçu yok?”
diye sorduğu durum da tam olarak budur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder